İşgalci güç İsrail’in Gazze’ye yönelik terör taarruzları yedinci güne girerken tüm insanlığın gözü önünde Filistinliler katlediliyor ve vefata terk ediliyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın İsrail ordusuna Gazze’ye yönelik ataklarında “tüm sınırlamaları kaldırdım” skandal çıkışından sonra, işgalci gücün savaş kabinesini oluşturan bakanlar barbarlıkta birbiriyle yarışa başladı. Terör devletinin Gazze’ye ataklarında bugüne kadar 500’ü çocuk, 276’sı bayan 1537 Filistinli can verirken, 6612 kişi de yaralandı. Buna karşı kana doymayan İsrail’in uyguladığı tam abluka sonucu açık hava hapishanesi niteliğindeki bölgede çalışan tek güç santralinin faaliyetini durdurması sonucu hastaneler ve sıhhat kuruluşları hizmet veremez duruma geldi. İsrail Sıhhat Bakanı Moshe Arbel ise “Yaralı Filistinlileri tedavi etmeyeceğiz” kelamlarıyla kan donduran bir açıklama yaptı.
Yoav Gallant
Israel Katz
Moshe Arbel
Arbel, her türlü insani bedeli ayak altına alan, cinayete teşvik manasına gelen açıklamasında, İsrail’e taarruz düzenlerken yaralı ele geçirilen Filistinlilerin tedavisinin yapılmayacağını söyledi. Yedioth Aharonoth gazetesinin haberine nazaran, Sıhhat Bakanı Arbel, dün Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yazdığı mektubunda, ataklarda yaralanan Hamaslıların devlet hastanelerinde tedavilerinin durdurulması buyruğunu verdiğini belirtti. Arbel, bahisle İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) yahut İsrail Cezaevi Hizmetleri’nin ilgilenmesi gerektiğini, Sıhhat Bakanlığı olarak bu kurumlara gereken yardımı yapacaklarını belirterek, bu durumun yerine getirilmesi için Netanyahu’dan acil talimat talebinde bulundu.
İsrail Güç Bakanı Israel Katz da, Hamas direniş örgütünün elinde bulunduğunu belirttiği rehineler teslim edilene kadar Gazze’ye elektrik, su ve yakıt temin edilmeyeceğini bir kere daha tekrarladı. İşgalci bakan, nüfusunun yarısı çocuklardan oluşan Gazze’ye insani yardım sağlanmasını teklifiyle de dalga geçti.
Terör devleti “dış dünyadan büsbütün izole etmek” gayesiyle hapishanelerindeki 5200 Filistinli tutuklunun da elektriğini kesti. Mahkumları ruhsal ve fiziki azap manasına gelen karar, Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine nazaran, cezaevi idaresindeki üst seviye yetkililer tarafından doğrulandı.
Gazze’nin Şifa Hastanesi’nde ise tıbbi materyal eksikliği ve ağır can kaybı ve yaralı sayısı sonrası can pazarı yaşanıyor. Gazze’de sıhhat sisteminin çökmek üzere olduğu, ağır bakım ünitelerinde yaralılar için yer kalmadığı da açıklandı. Hastanenin morgu cesetlerle dolup taştı. Birtakım cenazelerin koridorda bekletildiği görülürken, kimilerinin ise cenaze namazı hastane önünde kılındı.
Gazze Şeridi’ndeki Hamas’a bağlı hükümetin Basın Ofisi Lideri Selame Maruf, yardım davetlerine karşılığın gecikmesi durumunda, bölgenin “toplu mezarlığa” dönüşebileceği ikazında bulundu. Maruf, “Saldırılar, kitlesel katliamlara ve morgların kaldıramayacağı kadar çok sayıda şehit verilmesine, hastanelerdeki tüm yatak, ameliyathane ve ağır bakım odalarının dolduracak sayıda yaralanmalara yol açtı. Bu, Gazze’yi taarruzlar, yıkım, açlık ve içilebilir su zahmeti ya da bulaşıcı hastalıkların yayılması nedeniyle ölümlerin yaşandığı toplu bir mezarlığa dönüşecek” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail-Filistin çatışmasında Gazze nüfusunun büyük bir kısmı “yok ediliyor” dedi. İsrail’in abluka altındaki Gazze’de su, elektrik, besin ve başka temel hizmetleri kesme kararına değinen Albanese, “abluka altındaki nüfusu aç ve temel gereksinimlerinden yoksun bırakmanın savaş suçu” olduğunun altını çizerek, “Eğer bu kastiyse ve sivil nüfusa karşı yaygın ve sistematik atak bağlamındaysa, insanlık kabahati da teşkil ediyor” değerlendirmesinde bulundu. Albanese, halihazırda Gazze’ye girmenin “imkanı olmadığını” belirterek, bölgedeki durumu “felaket” olarak tanımladı.
Siyonist hükümetin Filistin’e gaye gözetmeyen ataklarında bir hafta geride kalırken bini aşan sivil kaybın 32’si toplu katliamda yaşandı. İşgalci güce bağlı savaş uçakları, Gazze’ye katliamlarını fosfor bombası kullanarak gerçekleştiriyor. Bu İsrail’in 1980 Konvansiyonel Silahlar Mukavelesi kapsamında yasaklanan fosfor bombasını birinci kullanışı değil. İsrail, Gazze’ye yönelik 2014’te düzenlediği akınlar sırasında da yasaklı bombayı kullanmaktan çekinmemişti.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Uyum Ofisi (UNOCHA), İsrail ve Filistin ortasındaki çatışmalar nedeniyle 338 bin 934 Filistinlinin yerinden edildiğini açıkladı. Birleşmiş Milletler datalarına nazaran İsrail hücumlarında binden fazla konut yıkıldı, 12 bin 600’den fazla meskende ise büyük hasar meydana geldi. Açıklamada, yerinden edilen Filistinlilerin üçte ikisinden fazlasının Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) bağlı okullara yerleştirildiği belirtildi. UNOCHA, Gazze’de durumun çok tehlikeli olduğunu belirterek, insani ateşkes davetinde bulundu.
İşgalci İsrail, başta Gazze olmak üzere Filistin’in birçok bölgesinde hava ataklarıyla sivilleri gaye almaya devam ediyor. Abluka altındaki Gazze’de birçok akrabası vefat eden Gazzeli aktivist Tevfik El Hams ve Kudüs’teki Şufat Kampında yaşayan Yahya Abuznaid, bölgede yaşanan çatışmaları Yeni Şafak’a anlattı. El Hams, “İsrail’in en çok bombaladığı yerler mescitler, okullar ,evler yani sivil insanların bulunduğu yerler. Hava ataklarının yanında denizden de saldırıyorlar. İsrailli yetkililer, 4 yıllık mühimmatlarını 3 günde kullandıklarını açıkladı. Yaptıkları açıklamayla vahşetin boyutunu gözler önüne seriyorlar. Birçok akrabamı ve tanıdıklarımı kaybettim” sözlerini kullandı. Abuznaid ise, İsrail’in, sivil halkı gaye alıp birçok bölgede hücumlar yaptığını ve ailesinden 22 kişinin hücumlar sonucu şehit olduğunu tabir etti. Abuznaid “Gazze yıllardır abluka altında o yüzden (Hamas’ın) başlattığı operasyon pek olağan, direnişçiler artık bu ambargoları kırmak istiyorlar. Açık hava hapishanesinden kurtulup insani ölçülerde ömür sürmek istiyorlar. Bu yüzden bu sefer farklı, direnişin maneviyatı çok yüksek” halinde konuştu.
