İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, başşehir Tahran’da gerçekleştirilen 3+3 formatındaki “Güney Kafkasya’da Kalıcı Barış ve İstikrarın Tesisine Yönelik Bölgesel İşbirliği Platformu”nun akabinde düzenlediği basın toplantısında, platformu ve gündemi kıymetlendirdi.
İran’ın; dini, ulusal ve insani kıymetler çerçevesinde İsrail işgali karşısında Filistin direnişini desteklediğini açık bir formda ilan ettiğini, bunun bir sır olmadığını söz eden Abdullahiyan, “Filistin direnişini işgalci Siyonist rejim karşısında siyasi, milletlerarası ve medya gücü ile desteklemeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
Abdullahiyan, İsrail’in Filistin topraklarında işgalci olduğunu belirterek, “Uluslararası hukuka nazaran, toprakları işgal edilenler silahlanabilir ve kendilerini savunmak için silah kullanabilirler. Birtakım Batılı ülkeler bilhassa ABD’nin denetiminde İsrail işgalini büsbütün görmezden gelmeye çalışıyorlar. Hamas ve Filistin direnişini kınama peşindeler.” değerlendirmesinde bulundu.
Tahran’da yapılan toplantıda Filistin konusunun dışişleri bakanlarınca ele alındığını aktaran Abdullahiyan, “Özellikle Türkiye ve Rusya dışişleri bakanlarının Gazze’ye yönelik taarruzların durdurulması, insani yardımların ulaştırılması ve sivillerin maksat alınmaması bahislerinde güçlü ve net duruşları vardı.” dedi.
ABD ve Batılı devletlerin, İsrail karşısında yeni bir cephe açılmaması için şimdiye kadar Hizbullah’a “onlarca bildiri gönderdiğini” söyleyen Abdullahiyan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“ABD, İran’a da iki kez bildiri gönderdi. Birincisinde ‘biz savaşı genişletmek istemiyoruz’ dediler. İkincisinde İran’dan itidalli olmasını istediler. ABD savaşı genişletmek yahut büyütmek istemediğini tez ediyor lakin başka yandan iki hafta evvel gönderdiği silahlar ile, Filistinli sivillere, çocuklara ve bayanlara yönelik Gazze’deki atakları destekliğini ispat etti. Buradan (ABD Başkanı Joe) Biden’a da sesleniyorum: Riyakarlığı sonlandır. Seçim devri kampanyasında dünya için savunduğunuz insan hakları bu muydu?”
Abdullahiyan, Tahran’da düzenlenen toplantıda dışişleri bakanlarının istişarelerde bulunma fırsatı yakaladığını belirterek, “Gerçekleştirdiğimiz doruğun sloganı ‘Güney Kafkasya’da barış, işbirliği ve kalkınma zamanıdır’. Bu tepe sonrası Güney Kafkasya’da artık zorbalık lisanının olmayacağını umut ediyorum. Türkiye’de yapılacak toplantının akabinde bu toplantıları Bakü ve Erivan’da yapmak istiyoruz.” tabirlerini kullandı.
Toplantının, Güney Kafkasya’da istikrarlı barış ve güvenliğin en kısa müddette tesisine şahit olmayı umdukları bir platform sağladığını tabir eden Abdullahiyan, “Ermenistan’ın, Azerbaycan’ın Karabağ üzerindeki egemenliğini tanıması ve Azerbaycan’ın Karabağ’da yaşayan Ermenilerin güvenliğinin sağlanmasını ve korunmasını ana sorumluluk olarak ilan etmesi, olumlu bir adımdır.” diye konuştu.
“Yaklaşık üç ay evvel (Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham) Aliyev ile Bakü’de yaptığım görüşmede, Güney Kafkasya’nın hudutlarını ve jeopolitiğini değiştirmeye niyetlerinin olmadığını söyledi. Ayrıyeten Zengezur’un ulaşım güzergahına ait olarak iki ülke ortasında İran’dan Nahçıvan’a kadar bir koridorun oluşturulması kararlaştırıldı. Bu projenin hayata geçirilmesi için iki ülkenin ilgili şirketleri ve uzman bakanlıkları çalışıyor.”
