Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara nazaran; Tamer Karadağlı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak atandı. Karadağlı’nın yeni vazifesi birtakım etrafları rahatsız etti.
İktidarı kötüleyerek toplumsal medyadan sık sık provokatif paylaşımlarda bulunan oyuncu Berna Laçin, Karadağlı’nın atama kararı sonrası isim vermeden yaptığı paylaşımda “Ben bir soda içeyim” sözlerini kullandı.
Laçin’in imalı paylaşımı “
Karadağlı’nın Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak atanmasını hazmedemedi”
olarak yorumlandı.
Öte yandan bir ortaya gelen dört Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM) oyuncusu Karadağlı’nın rol aldığı Çocuklar Duymasın dizisindeki repliklerini canlandırarak “Tamer Karadağlı müdür olduktan sonra Devlet Tiyatroları provaları” notuyla Instagram hesaplarından yayınladı.
Oyuncuların Karadağlı ile dalga geçtiği görüntü, kullanıcıların yansısını çekti.
Oyuncu, hukukçu, muharrir AK Parti Küme Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, Karadağlı’ya yönelik başlatılan provokasyonlara değindi.
“Milletimizin kıymetlerini yok sayan ve kendisini bu toplumun “patronu” olarak gören kesim…”
“Mevzu sanat değil; siz hala anlamadınız mı?”
başlıklı bir yazı kaleme alan Yenişehirlioğlu,
“Yaşadıklarımız, sanatın her alanında yıllardır süregelen tahakkümün (hegemonyanın) somut bir tezahürü aslında. Kültürel Hegemonya nedir deseler, karşılık olabilecek bir süreç. Toplumun parametreleriyle uyuşmayan, sol tandanslı ve yurtdışı kontaklı; milletimizin kıymetlerini yok sayan ve kendisini bu toplumun “patronu” olarak gören kesim son yıllara kadar üniversiteleri, konservatuvarları, sivil toplum kuruluşlarını ve sanatsal mecraları kendi hegemonyasını güçlendirmek ve kabul ettirmek için adeta bir ‘araç’ olarak kullanmıştır.
” sözlerini kullandı.
“Onlara nazaran sanat, onlara hizmet ettiği sürece sanattır”
Bahse husus bölümün ipotekleri altında olduğunu düşündüğü alanlarda adım atılmasını, ‘farklı sesler’ çıkarılmasını asla kabullenmediğini vurgulayan Yenişehirlioğlu,
“Onlara nazaran sanat yalnızca kendilerinin onay verdiği kalıplar içerisinde kaldığı ve onlara hizmet ettiği sürece sanattır. Yaşadığı toplumun kıymetlerine sahip olmayan, onları ifsad eden, topluma kendi karanlık dar çerçevesinden bakan hiçbir sanatkarın, sanat akımının, anlayışın amacına ulaşması, topluma bir şey söylemesi mümkün değildir.”
dedi.
“Disney’e karşı bülbüle dönen sanatkarlarımız Karadağlı’nın atanmasını eleştiriyor”
“Tamer Karadağlı’nın Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak atanması; ülkemizde 5. kol faaliyeti yürüten, kendinden olmayanı ötekileştiren, yok sayan günümüz dünyasının ‘bağnazları’ için bir turnusol fonksiyonu gördü.”
diyen Yenişehirlioğlu,
“Geçtiğimiz hafta Disney’in Atatürk dizisini yayınlamama kararına iki kelam edemeyen, dut yemiş bülbüle dönen ‘duyarlı’ (!) sanatkarlarımız ve siyasetçilerimiz bugün Karadağlı’nın atamasını daima bir ağızdan eleştiriyor, fikir beyan ediyor… Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları mezunu olan; birçok sinema, tiyatro ve dizi projesinde yer alan bir sanatkarımızın genel müdür olarak atanması bu bölümü neden rahatsız ediyor sizce?”
ifadelerini kullandı.
“Onlar için mevzu; yıllardır sürdürdükleri tahakkümün, kabile anlayışlarının sarsılması…”
Sözlerinin devamında Karadağlı’yı maksat alanların asıl niyetlerini anlatan Yenişehirlioğlu, şu sözleri kullandı:
“Bu zihniyet sanatımızın ortasında kurmuş olduğu o küçük ve kokuşmuş kabile devletini yaşatmaya çalışmakta.
Kabilelerinden olmadığı sürece, onların ve global ortaklarının çıkarlarına hizmet etmediği sürece ne bir sanatkarın ne de bir sanat yapıtının bu kısmın gözünde bir bedeli yoktur. ‘Mevzu sanat değil siz hala anlamadınız mı?’ diye bağırıyorlar aslında:
Asıl niyetlerini açık ediyorlar. Yani bahis tiyatro, sanat, sanatçı yahut sanatsal bir muvaffakiyet değil. Onlar için mevzu; yıllardır sürdürdükleri tahakkümün, kabile anlayışlarının sarsılması…
Onlar ne derse desin; biz milletimizin sesine kulak vermeyle, bedellerini yüceltmeyle, anlatmak istediğini ‘dünyaya anlatmakla’ ve hakikati söylemekle mükellefiz…
Ahmet Hamdi Tanpınar: “Cedlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı. Hususa geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve imanları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh modülü kesiliyordu.” derken aslında bu toplumun sanata ne kadar kıymet verdiğini de özetliyor.
Sanatına ruhunu katan, bir inanmışlıkla icra eden geçmişimizden bir nebze de olsa ders almış olsak bugün çok daha derinlikli bir sanat anlayışına sahip olurduk şüphesiz…
Bu vesile ile ülkemizin esaslı kurumlarından olan Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne atanan Tamer Karadağlı’yı tebrik ediyor, yeni misyonunda muvaffakiyetler diliyorum…”
